HABERLER

Sektörün gidişatına göre ilerleyeceğiz

"64 yıl önce markamızı her insanın, hangi ülkede yaşarsa yaşasın, güzel bir çocukluk geçirme hakkına sahip olduğu inancıyla kurduk. Takip etmemiz gereken yolda ilerliyoruz. Kazandığımızı sürekli işimize yatırarak, her zaman sürprizlerle dolu bir marka olmaya çalışıyoruz. "

Türkiye'nin önemli bir değeri olan Ülker Grup, bugüne kadar gerçekleştirdiği sayısız proje ve faaliyetleri ile hiç şüphesiz sektörünün lideri konumunda bulunuyor. Ülker Grup, en eski aile işletmelerinden biri olmakla beraber profesyonel bir isletme olmasıyla da dikkat çekmekte. 1944 yılından bu yana, sektöründe faaliyetlerini sürdüren işletme aynı zamanda önemli sosyal projelerle de adından söz ettiriyor. Bunun yanı sıra, sunduğu iş olanakları ve istihdam kapasitesi ile Türkiye ekonomisine yaptığı önemli katkılar da Ülker'in ne kadar büyük bir işletme okluğunun önemli bir kanıtı. Ülker Grubu Başkanı Ali Ülker, yaptığımız bu söyleşi de, işletmenin sektördeki çalışmalarını, sosyal projelerini ve gelecek planlarını bizlere anlatıyor.

Sizi ve çalışmalarınızı tanıyoruz ama yine de Ülker Grubu’nun şirket yapılanmasını, holding bünyesindeki iştiraklerini ve sizin bu tablodaki konumunuzu sorarak başlamak istiyorum.


Yıldız Holding’in bünyesinde bulundurduğu Ülker Grubu, Türkiye'nin hızlı tüketim ve gıda alanında öncü gruplarından biri. Faaliyetlerine 1944 yılında Ülker markasıyla bisküvi üreterek başladı. Bugüne geldiğimizde, 65 üretim ve pazarlama şirketiyle bisküviden çikolataya, gazlı içeceklerden süt ve sütlü ürünlere, bebek mamasından kişisel bakım ürünlerine ve ambalaja kadar geniş bir yelpazede faaliyet gösteriyoruz. Türkiye'nin en büyük hammadde alıcılarından biriyiz. Doğrudan 100 bin, dolaylı olarak ise 500 bin kişinin geçimine katkıda bulunuyoruz. 9'u yurtdışında toplam 42 fabrikamız var. Aralarında benim 2005'ten bu yana başkanlığını yürüttüğüm Ülker Grubu (Bisküvi, Çikolata. Şekerleme) bulunduğu altı ana grupla faaliyet gösteriyor. Diğer gruplar da, Gıda ve İçecek Grubu, Ambalaj Grubu, Bilişim Grubu, Yurt Dışı Yatırımlar, Ar-Ge ve İş Geliştirme Grubu ile Gayrimenkul Yatırımları Grubu.

Yurtdışında birçok projede bulundunuz ama orda kalmadınız, döndükten sonra uzun yıllar grubun içinde farklı görevlerde bulundunuz, yine uzun süredir grup başkanlığı yapıyorsunuz ve Ülker'le aile bağınız var. Kuşkusuz Ülker Türkiye'nin önemli bir değeri. Ali Ülker, bize Ülker Grubu'nu nasıl tanımlar? Yurtdışında kalmamanızın bir nedeni midir?


Yurtdışı organizasyonlarımızın başında diğer şirketlerimizin yönetiminde de olduğu gibi profesyoneller var. Holding yönetimince yapılan iş bölümünde ben Ülker Grubu Başkanlığı'nı üstlendim. İşim merkezde olmayı gerektirdi.

Ülker kısa bir süre Önce yeni bir iç yapılanmaya gitti, "Ülker muhafazakar yapısını profesyonellere yönelerek değiştiriyor" gibi başlıklar atıldı. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz bu değişimi, yeni vizyonunuz nedir?

Ülker halen faaliyet gösteren en eski aile işletmelerinden biri olmakla birlikte, kurumsallaşmış ve icrayı profesyonellere devretme yetkinliğini göstermiş, yetki ve sorumluluk veren, hızlı karar alabilen, aldığı kararları uygulayabilen bir işletme. Zamana ve değiştirdiği şartlara ayak uyduruyoruz ama kuruluşumuzdan bu yana sürdürdüğümüz amacımızdan şaşmıyoruz. 64 yıl önce markamızı her insanın, hangi ülkede yaşarsa yaşasın, güzel bir çocukluk geçirme hakkına sahip olduğu inancıyla kurduk, Takip etmemiz gereken yolda ilerliyoruz. Kazandığımızı sürekli işimize yatırarak, her zaman sürprizlerle dolu bir marka olmaya çalışıyoruz.

Ülker'i yurtdışında nasıl konumluyorsunuz. Türkiye'yi nasıl bir imajla taşıyor?

Dünya öylesine küçüldü ki. Türkiye nesilleri nasıl Ülker'le büyümüşse, günümüzde Dünya nesilleri de Ülker ürünlerinin tadını biliyor. Bu bize, bir marka olarak sadece Ülker’i değil, Türkiye'yi de temsil ettiğimiz imajını veriyor. Özellikle Godiva'nın Yıldız Holding'e katılmasıyla birlikte hem holdingin hem de Türkiye'nin bilinirliliği kuvvetlendi.

Yatırım alanlarınız içinde gayrimenkul ve bilişim bana ilginç geliyor; nasıl bir açılımla bu alanlara yöneldiniz, beklentileriniz gerçekleşiyor mu?

Bilişim sektöründe fırsatları değerlendiriyoruz. 20 yıllık şirketimiz Datateknik önemli projeler üzerine çalışıyor. Sağlıklı ortaklıkları da kolluyoruz. Gayrimenkul sektöründe ise sağlam Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı ile kontrollü olarak büyüyoruz. Bu sebeple küçük adımlarla ancak büyük projeleri de değerlendirerek ilerlemeyi uygun buluyoruz. Sektörün gidişatına bakarak ilerleyeceğiz.

Farklı sektörler daha olacak mı? Dış yatırımlarda yeni bir isim daha duyacak mıyız?

Bölgesel şirketler liginde önemli bir yere sahip olan grubumuz, dünya gücü olmayı hedefliyor. Bu hedefe ulaşmak için ortaya koyduğumuz stratejimiz iki önemli bölümden oluşuyor: hızlı tüketim sektöründe büyümek ve uluslararası bir grup olmak. Bu hedef doğrultusunda, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da büyümeyi belirli bir denge gözeterek, yatırımlar, iç büyüme, satın almalar ve ortaklıklarla sağlamaya devam edeceğiz.

Godiva dünyada ses getiren bir atılım oldu, entegrasyon süreci nasıl geçiyor?  Godiva'nın ciro hedefi ne?

Aralık 2007’de satış anlaşması yapılan Godiva, 18 Mart 2008'de resmen Yıldız Holding bünyesine katıldı. Satın almanın ilk gününden bu yana belirttiğimiz gibi Godiva stand-alone bir şirket olarak yapısını koruyacak. Bu kapsamda Godiva'nın yönetim kadrosu da korundu. CEO Jim Goldman, yönetim takımıyla birlikte stratejilerini yürütmeye devam ediyor, edecek. Öte yandan, Yönetim Kurulu'na yeni atamalar da oldu: Cem Kozlu, Jim Zaza gibi değerli isimlerin de dahil olmasıyla ekip daha da zenginleşti.

Türkiye'de Godiva'ya merak artıyor. Franchise teklifleri ardı ardına geliyor. Bizim Ar-Ge çalışmalarımız, Godiva'nın dünyadaki araştırmaları ve tecrübeleri eklenince güçlü bir ekip oluşturduk. Bu satın alma, kısa vadede olmasa da uzun vadede Türkiye çikolata pazarını olumlu yönde etkileyecek ve genişletecektir. Yani Godiva, sadece Ülker’in değil sektörün premium çikolata segmentindeki boşluğu doldurması nedeniyle çok önemli. Biz satın aldığımızda Godiva’nın cirosu 450 milyon dolardı. Gelecek sene için hedef 600 milyon dolar.

Sosyal sorumluluk projelerinizde aralıksız sürüyor, son dönemde bu konuda neler yapıldı, yeni oluşumlar neler?

Sosyal sorumluluk projelerimiz daima sürecek çünkü toplum hayatına somut katkılar sağlamayı önemli bir görev olarak görüyoruz. Kuruluş yılımızdan bu güne Türkiye’nin ekonomik kalkınmasına katkıda bulunmanın yanı sıra, sosyal sorumluluk projeleriyle de toplumsal gelişime yönelik çalışmalarda bulunduk. Onursal Başkanımız Sabri Ülker, TEMA’nın kurucuları arasında yer aldı, eğitim alanında pek çok projeye katkıda bulunda, Türk sporunu ve sporcusunu destekledi. Bu yıl da sponsorluk çalışmalarımız çocuk, spor ve çevre alanlarına odaklandık.

Ayrıca içinde yer aldığımız sektörün gelişimine katkı sağlayacak kongre ve konferanslara da destek veriyoruz. TEMA’nın kırsal kalkınmaya yönelik ‘El Koyun Projesi’ni ilk destekleyen kurumlardan biriyiz ve proje kapsamında sahiplendiğimiz üç köye, Azatlı (Edirne) Kuzuçardağı ve Karacaoğlan (Kırklareli) köylerine yönelik desteğimiz sürüyor. Bu köylerde meracılık, bağcılık, arıcılık, meyvecilik ve hayvancılığın Avrupa Birliği standartlarına ulaştırılmasını hedefliyoruz. Bu sene gurur duyduğumuz bir diğer çalışmamız da 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı vesilesiyle evlatlarımıza verdiğimiz ücretsiz sinema hediyesiydi. Macera Adası (Nim's Island) adlı filme sponsor olduk. 19 – 20 Nisan 2008 tarihlerinde, 33 ildeki 123 sinema salonunda ücretsiz gösterilen filmi 125 bin çocuk izleme imkanı buldu.

Yine çocuklarla ilgili bir başka çalışmamız da TFF İle birlikte yürüttüğümüz Grassroots (Herkes İçin Futbol) Merkezleri. 6–12 yaş arasında dileyen her çocuğun hiçbir ücret ödemeden kayıt olabildiği merkezlerde 4'er haftalık dönemlerde çevre bilinci, fair play, futbol oyun kuralları ve dengeli beslenme eğitimleri veriliyor. İstanbul, Adana ve Trabzon'daki merkezlerimizde verilen eğilimler yıl boyunca sürüyor. Herkes İçin Futbol projesi kapsamındaki bir diğer projemiz de futbol köyleri. 2007'de Van'da ilkini gerçekleştirdiğimiz çalışma bu sene Sinop, Bolu, Sivas ve Isparta olmak üzere 4 farklı ilde ikişer dönem düzenleniyor. Köylerin ilki olan, sadece kız öğrencilerin katıldığı Sinop Futbol Köyü 25 Temmuz'da gerçekleştirildi. Ardından Isparta Futbol Köyü düzenlendi. Çocuklar 9 gün boyunca futbolun yanı sıra kişisel gelişim, satranç ve çevre bilinci eğitimi aldı.

"Aklımızda Futbol, Kalbimizde Türkiye!" dediniz, güzel de bir Avrupa Şampiyonası oldu. Neler söylemek İstersiniz bu konuda?


Şampiyona çok güzeldi, milli takımımızın heyecan ve gurur verici mücadelesi muhteşemdi. Millilerimiz bize çok güzel günler yaşattı. Yeri gelmişken, başta çok erken kaybettiğimiz ve hep saygıyla, rahmetle anacağımız Hasan Doğan başta olmak üzere TFF'ye ve tüm takıma teşekkür etmek isterim. Milli Takımın ana sponsoru olarak başlattığımız kampanyamızın çok başarılı olduğuna inanıyorum. İletişim stratejimiz, Ülker'in yıllardır spora verdiği desteği pekiştirmek, milli takımın en büyük destekçisi olduğunu göstermek, futbolun verdiği keyif, coşku ve gururu Ülker'le özdeşleştirmek ve değer verdiğimiz çocuk ve çocukluk kavramını spor iletişimine taşımaktı. Kampanyamızla tüketiciyle duygusal bağ yaratmaya ve "Ülker 'birlikte büyüdüğüm' marka olarak benim kalbimi bir kez daha kazandı" mesajını vermeye çalıştık. Diğer rakipler ve sponsorlardan ayrışmak, 360 derece mecra iletişimi ile her kanalda fark yaratmak ve tüm mecralarda bütünsellik sağlamak istedik. Bunun için, mecra iletişiminin yanı sıra kampanyaya özel, milli futbolcularla hazırlanan, kişiye özel mesaj kurgulu, özel internet projesi geliştirildi: bununicindogdunuz.com internet sitesi yaratıldı. Yaklaşık 70 milyon kez tıklanan sitenin 1 milyon 170 bin tekil ziyaretçisi oldu. Site üzerinden 275 bin mesaj gönderildi. "Hep seninleyiz" isimli milli takım marşımız siteden 98 bin kez indirildi. Cep telefonlarından marş melodisini indirenlerin sayısı ise 51 bin. Tüm bu mesajlar, kampanya müziğimizin milli takım marşı gibi benimsenmesi, basında çıkan yazılar da bunun bir kanıtı.

Ülker'in dimağımızda yer eden, tarihe tanıklık etmiş ürünleri, unutulmayan reklamları var. Bir Ülker belgeseli düşünüyor musunuz?

Yetkin bir arşivleme sistemimiz var. Filmlerimizi, reklamlarımızı bilgisayar ortamında saklıyoruz. Zaman zaman toplantılarda kullanıyoruz.

Özellikle perakendecilikle bağlantılı olarak sorarsak Türkiye'de hizmet sektörünü nasıl buluyorsunuz, yurt dışına kıyasla?

Perakendecilik alanında, Ülker olarak pazarlama aktiviteleri ile pazarın ritmini yakaladığımızı düşünüyorum. Görsel sergileme tekniklerinde ürün çeşitliliğine dikkat ediyoruz. Planlı/plansız alışverişe göre mağaza ve reyon yerleşim planlarını ayarlıyor, tüketici memnuniyetini artıracak raf düzenini oluşturmaya çalışıyoruz. Ek teşhirlerle, birbirini tamamlayan ürünlerin bir arada sergilenmesini sağlıyoruz. Ayrıca, reyonlarda dikkati, istenilen ürüne çekmek için de askılı standlar kullanıyoruz. Bunların haricinde, mağaza girişlerinde tüketici dikkatinin yoğunlaşacağı noktalarda tadım aktiviteleri uyguluyoruz. Elbette yurtdışında,   Avrupa Birliği ülkelerinde,  Amerika'da, Asya’da ve Ortadoğu’da değişik pazarlama teknikleri var. Ancak her ülkenin teknik ve yöntemleri o coğrafyalara ve tüketici taleplerine göre düzenlenir. 110 ülkeye ihracat yapan bir kurum olarak bu teknikleri de yakından inceleme fırsatımız oluyor, gerektiğinde bizler de gördüğümüz enteresan perakendecilik ve pazarlama yöntemlerini benimsiyoruz.

Türkiye yine sosyo-ekonomik açıdan oldukça sıcak bir gündem yaşıyor. Neler düşünüyorsunuz. Bir dar boğazda olduğumuz söylenebilir, bu dar boğaz geniş bir ufka mı açılıyor sizce?


Amerika kaynaklı küresel dalgalanmanın Türkiye'ye yansımasını, etkilerini yadsımak mümkün değil. Tarımsal ürünlerdeki fiyat artışı elbette gıda sektörünü ve dolayısıyla bizleri etkiledi. Ancak kontrollü büyümemizi sürdürüyoruz. Şartlara uygun olarak belirlediğimiz stratejilerimizi ve hedeflerimizi uygulamaya devam ediyoruz.

Son dönem ekonomiyi nasıl değerlendiriyorsunuz, henüz döviz kurlarında bir dalgalanma olmaması her şeyin yolunda olduğunu gösterir mi?

Amerika'dan kaynaklanan, petrol fiyatlarının artışı ile artan ekonomik gerilim, bunun yanı sıra iklimsel değişiklikler elbette Türkiye'yi de etkileyecektir. Bu bağlamda bizim için en önemli düşünce-ler hem tüketicimizi, hem hissedarımızı, hem de çalışanımızı mümkün olduğunca korumaktır. Bir gıda şirketi olarak bizi en çok İlgilendiren nokta gıda hammadde fiyatlarındaki artış oldu. Artan hammad-de fiyatlarını bugüne kadar müşterimize minimal ölçülerde yansıtmaya gayret ettik. Verimlilik ve yüksek teknolojiyi, zammı, mümkün olduğu kadar geciktirmeye çalışıyoruz.

Büyük şirketler, büyük yatırımlar ekonomiye yön verdikleri gibi ekonominin gidişine ilk refleks gösteren yapılar oluyor. Bu bağlam da son dönemde Ülker'in refleksleri nedir? Vazgeçtiğiniz yatırımlar var mı?

Bu yıl, gıda sektörü, kuraklık ve hammadde fiyat artıştan gibi olumsuz gelişmeler yaşadı. Her ne kadar bu gelişmeler sektörü olumsuz etkilemiş olsa da, önümüzdeki tablo, gelişen Ar-Ge teknolojileri ve genç nüfusumuz gibi olumlu unsurlarla sektörümüzün geleceğinin parlak olduğunu gösteriyor. Çok kısa suretle pazar dinamiklerine uyum gösterme esnekliğimiz var. Geleceğe olumsuz bakmıyoruz. Mevcut şartları en iyi şekilde değerlendirip, yatımlarımızı yönetmeye devam edeceğiz.

İzninizle günlük hayata dair de sorular sormak istiyorum: Bir yönetici olarak haftanızı nasıl değerlendiriyorsunuz, tatil günleriniz nasıl geçiyor?

Yoğun bir çalışma hayatım var ancak aileme ve hobilerime de vakit ayırabiliyorum. Ailemle seyahat etmek, denizle ilgili her türlü spor ve aktivite, müzik dinlemek başlıca zevklerim arasında yer alıyor.
    • Ülker 2023 Sürdürülebilirlik Raporu’nu yayımladı

      Ülker “net sıfır” hedefi için aralıksız çalışıyor Türkiye’nin lider gıda şirketi Ülker, 2023 Sürdürülebilirlik Raporu’nu yayımladı. Ülker, Dünyamız, Değer Zinciri, Çalışanlar ve Toplum ana başlıkları altında topladığı hedefleri için çalışmalarına devam ediyor. ...

      DEVAMINI OKU
    • Ülker, ilk yarıyıl finansallarını açıkladı

      Ülker Bisküvi, 2024 yılının ilk yarısını 36,6 milyar TL ciroyla kapattı. Türkiye operasyonlarının ciro içindeki payı yüzde 69, ihracat ve yurt dışı operasyonlarının ciro içindeki payı yüzde 31 oldu. ...

      DEVAMINI OKU
    • ÜLKER’DEN, TÜRKİYE MİLLİ PARALİMPİK TAKIMINA DESTEK

      Ülker, Paris 2024 Paralimpik Oyunları öncesi, anlamlı bir iş birliğine imza atarak Türkiye Milli Paralimpik Komitesi’nin destekçilerinden biri oldu. Anlaşma kapsamında Ülker, TMPK’nin engelli sporları ve paralimpik alanındaki çalışmalarını desteklemeyi ve farkındalığın artırılmasına katkıda bulunmayı amaçlıyor....

      DEVAMINI OKU
    • pladis Türkiye ve Orta Asya Bölgesi’nde üst düzey atamalar

      ...

      DEVAMINI OKU